LAİKLİK, OLMAZSA OLMAZ DEĞİLDİR
TBMM Başkanımızın, İstanbul Üniversitesi'ndeki bir konferansta; "Yeni Türkiye" ve "Yeni Anayasa" ile ilgili değerlendirmeleri gündem oluşturmuş ve tartışmalara sebep olmuştur. Bu tartışma atmosferi, bir kısım medya,siyasetçi ve kışkırtıcılar tarafından karartılarak bir linç kampanyasına dönüştürülmek istenmiştir.
TGTV olarak daha önce kamuoyu ile paylaştığımız, _"TGTV Anayasa Değerlendirmesi'nde" laiklik ilkesinin anayasada yer almasının "olmazsa olmaz" bir prensip olmadığı görüşüne yer vermiştik.
Gelişmiş ülkelerden, sadece Fransa Anayasası'nda laiklik ilkesi vardır. Burada da devletin; dine, felsefeye ve siyasete karışmayacağı şeklinde sınırlar açıkça belirlenmiştir. Laiklik ilkesine anayasasında yer veren çok az ülke olup, bu sayı üçü yada dördü geçmemektedir.
Tarihimizdeki; 1876, 1921 ve 1924 Anayasalarında laiklik ilkesi yoktur. 1924 Anayasası'nda "Devletin Dini İslamdır."ifadesi yer almaktadır. Laiklik ilkesi, CHP tarafından sonradan anayasaya konulmuştur.
Laiklik, ülkemizde uygulayıcısına göre olması gereken amacın dışında kullanılmıştır. Laiklik ilkesine dayanarak insan hak ve hürriyetleri, din özgürlüğü ihlal edilmiş, laiklik bir zulüm aracı haline getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında bile, ülkemizde batılı tarzda bir laiklik uygulaması olamayacağı ifadesi yer almıştır. Kaldı ki bizim toplumumuzda laiklik ilkesine ihtiyaç olmamıştır. Laiklik Avrupa'da kilise hegemonyasına karşı ortaya çıkmış bir kavramdır. Laiklik sayesinde toplum kilise tahakkümünden kısmen kurtulmuştur. Bizim toplumumuzda kilise gibi bir kurum ve din adamı sınıfı olmadığından, orada ihtiyaç olan bizde ihtiyaç değildir.
Yeni yapılan anayasada laiklik yer alacaksa, özgürlükçü bir laiklik anlayışı olmalı, din, vicdan ve inanç hürriyetleri teminat altına alınmalıdır.
TBMM Başkanımızın laikliğin anayasada yer almaması gerektiği fikrini destekliyoruz.
Kamuoyuna saygı ile arz ederiz.
TBMM Başkanımızın, İstanbul Üniversitesi'ndeki bir konferansta; "Yeni Türkiye" ve "Yeni Anayasa" ile ilgili değerlendirmeleri gündem oluşturmuş ve tartışmalara sebep olmuştur. Bu tartışma atmosferi, bir kısım medya,siyasetçi ve kışkırtıcılar tarafından karartılarak bir linç kampanyasına dönüştürülmek istenmiştir.
TGTV olarak daha önce kamuoyu ile paylaştığımız, _"TGTV Anayasa Değerlendirmesi'nde" laiklik ilkesinin anayasada yer almasının "olmazsa olmaz" bir prensip olmadığı görüşüne yer vermiştik.
Gelişmiş ülkelerden, sadece Fransa Anayasası'nda laiklik ilkesi vardır. Burada da devletin; dine, felsefeye ve siyasete karışmayacağı şeklinde sınırlar açıkça belirlenmiştir. Laiklik ilkesine anayasasında yer veren çok az ülke olup, bu sayı üçü yada dördü geçmemektedir.
Tarihimizdeki; 1876, 1921 ve 1924 Anayasalarında laiklik ilkesi yoktur. 1924 Anayasası'nda "Devletin Dini İslamdır."ifadesi yer almaktadır. Laiklik ilkesi, CHP tarafından sonradan anayasaya konulmuştur.
Laiklik, ülkemizde uygulayıcısına göre olması gereken amacın dışında kullanılmıştır. Laiklik ilkesine dayanarak insan hak ve hürriyetleri, din özgürlüğü ihlal edilmiş, laiklik bir zulüm aracı haline getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında bile, ülkemizde batılı tarzda bir laiklik uygulaması olamayacağı ifadesi yer almıştır. Kaldı ki bizim toplumumuzda laiklik ilkesine ihtiyaç olmamıştır. Laiklik Avrupa'da kilise hegemonyasına karşı ortaya çıkmış bir kavramdır. Laiklik sayesinde toplum kilise tahakkümünden kısmen kurtulmuştur. Bizim toplumumuzda kilise gibi bir kurum ve din adamı sınıfı olmadığından, orada ihtiyaç olan bizde ihtiyaç değildir.
Yeni yapılan anayasada laiklik yer alacaksa, özgürlükçü bir laiklik anlayışı olmalı, din, vicdan ve inanç hürriyetleri teminat altına alınmalıdır.
TBMM Başkanımızın laikliğin anayasada yer almaması gerektiği fikrini destekliyoruz.
Kamuoyuna saygı ile arz ederiz.